SİBELCE TARİFLER: Mayıs 2013

27 Mayıs 2013 Pazartesi

ELMALI KURABİYE

Malzemeler

1 Paket Margarin (Ben pastörize tereyağını tercih ediyorum.)

1 Çay bardağı sıvı yağ

1 Tane yumurta

1 Çay bardağı yoğurt

1 Paket Kabartma Tozu

1 Paket Vanilya

Alabildiği kadar un

İç Harç

4 Elma

4Kaşık toz şeker (Yemek Kaşığı)

1 kaşık tarçın ( Tatlı kaşığı) isteğe öre konulabilir.
Ceviz (İsteğe göre konulabilir)

Yapılışı

Elmalar soyularak rendelenir içine toz şeker, ceviz konularak pişirilir ocaktan indirmeye yakın içine tarçın ilave edilerek karıştırılır soğumaya bırakılır.

Yukarıda belirtilen malzemeler karıştırılarak kulak memesi yumuşaklığında hamur elde edilir. Hamur 4 parçaya bölünür.Her birinden servis tabağı büyüklüğünde bir yufka açılır ve sekiz parçaya bölünür, sigara böreği sarar gibi elmalı harçtan içine konularak sarılır. 170 derece fırında pişirilir , kurabiyeler soğuyunca üzerine pudra şekeri çay süzgeci yardımı ile elenir.

AFİYET OLSUN

17 Mayıs 2013 Cuma

GÜNEYDOĞU TURUMUZ

TUNCELİ'DE AĞLAYAN KAYALAR

Kalbimiz imana, gönlümüz islama, dilimiz Kur’ana, kulağımız ezana, gözümüz nura, evlerimiz huzurlu ve neşeli olsun. Amin. Hayırlı Cumalar.

Sizlerden biraz uzak kaldım nedeni ise 40 kişilik bayan arkadaş gurubu ile Güneydoğuda turdaydık.(06.05.2013-10.05.2013 tarihleri arası.) Turumuz kelimelerle anlatılmayacak kadar çok güzel geçti zaman zaman güldük zaman zaman hüzünlendik zaman zaman gezdiğimiz yerlerin manevi atmosferinden çok etkilenerek, göz yaşlarımıza hakim olamadık.Güney doğuyu herkesin gezip görüp manevi değerlerimizi ziyaret etmesini diliyorum.Gezdiğimiz İller; Tunceli üzeri Gittik, Elazığ ,Malatya, Adıyaman, Şanlı Urfa (Peygamberler Şehri) Mardin-Midyat, Batman, Diyarbakır daha sonra Erzincan geldik.Gezip gördüklerimi sizlerle paylaşmak istedim.

TUNCELİ DAĞLARI

ELAZIĞ HARPUT’TA ARAP BABA TÜRBESİ

Çok eski yıllarda Harput’ta büyük bir kuraklık başlamış, yağmurlar yağmaz, otlar yeşermez olmuş. İnsanların yağmur duasına çıkmaları, yalvarıp yakarmaları fayda etmemiş.

Bir gece Harput’ta Arap Baba türbesine yakın evlerden birinde oturan Selvi adlı yaşlı bir kadın rüyasında, Arap Baba’nın türbedeki naaşının başını kesip bir dereye atarsa yağmur yağacağını görmüş. Komşularına anlattığı rüyası bütün Harput’a yayılmış.

Günler geçmiş Harput’a bir damla yağmur düşmemiş. Kıtlık kapıda. Çaresiz kalan insanlar Selvi Nine’yi Arap Baba'nın başını kesme konusunda ikna etmeye çabalamış. Ancak yaşlı kadın buna cesaret edemeyince, bir gece evinin etrafında toplanıp evi taşlamaya başlamışlar. Ertesi sabah yaşlı kadın çaresiz, yüreğindeki korkuları bastırmaya çalışarak, Arap Baba’nın türbesine gitmiş ve cesedin başını keserek dereye atmış.

Bunun üzerine yağmurlar haşlamış başlamasına ama kıtlıktan daha büyük bir felaket yaşanmış. Seller coşmuş, dereler taşmış. Yağmurlar bir rahmet olmaktan çıkmış, felakete dönüşmüş. Yine bir gece Selvi Nine rüyasında bu defa Arap Baba’yı görmüş. Arap Baba, “Eğer başımı attığın yerden alıp yerine koymaz isen yağmurlar dinmez, senin de halin haraptır” diye öfkeyle bağırmış. Yaşlı kadın, sabah korkuyla uyanıp dereye indiğinde, kesik başın dere kenarında durduğunu görmüş, hemen alıp getirip sandukada yerine koymuş. Ardından yağmurlar dinmiş ve her şey eski haline dönmüş.